Cuma, Ocak 30, 2015

oğlumun objektifinden...


henüz gidip, göremediğimden, her anne gibi,
oğlumun yaşadığı yeri, merak  ediyorum.
bu nedenle oğlum her fırsatta, fotoğraf çekip yolluyor.
paylaşmak çok hoşuma gidiyor.


sonsuz bahar ülkesinde, kelebekler de her zaman uçuyor.
oğlum çok fazla çeşit ve renkte kelebek olduğunu söylüyor.


Kolombiya'da uçup, 
bu karelere düşen, kelebekler  ve  gün ışığı,
yağmurlu ve gri günlerimizi de aydınlatsın.


bugün, bitip giden haftalardan, yine birinin son günü,
 gelen hafta sonu, baharı hatırlatsın ki, umutlarımıza ışık olsun. 

Çarşamba, Ocak 28, 2015

mercanlı kahve....


Ne zamandır, sayfam da,  kahve içemedik.
mercan dalı nakışlı, örtünün üzerinde,
 bir fincan kahve güzel olur.
böylece sayfam manav dükkanı havasından da kurtulur.


tabağın içindeki, denizden çıkan bir kabuk,
bizim buralarda ''deniz kurabiyesi'' yada ''deniz bisküvi'' diyorlar.
son üç gündür sürekli yağmur yağıyor.
kahve içerken, fincandı, örtüydü  derken yine dayanamadım,
fotoğraf çektim.
kahveler fincanlardan, kokusu evlerden,
kahve tadı damağımızdan eksilmesin.

Salı, Ocak 27, 2015

limonlu puding...


tarifini, misafir olarak gittiğim bir evde, 
televizyon da bir yemek kanalında seyrettim.
(benim evimde televizyon yok, yaklaşık yedi yıl önce hayatımdan çıkardım)


sonra eve gelince işe koyuldum.
üç tane limonu çekirdeklerini ayıklayıp,
kabukları ile parçalayıcıya koydum üzerine 1,5 su bardağı toz şeker,
ilave edip, su gibi olana dek karıştırdım.


üç yumurtanın sarısı, 2 yemek kaşığı tepeleme mısır nişastası,
1 su bardağından, 1 parmak eksik süt ekleyip tekrar karıştırdım.


ısıya dayanıklı kaplara koyup 180 derece fırına verdim.
fırının başına oturdum, evi nasıl bir koku sardı.
aşağıda görüldüğü hale gelince yani kabarıp, üzeri pembeleşme den,
fırından çıkardım. 


 ılıkken bir top dondurma ile yedim.
başka ne yapabilirdim ki.
kabukların aromatik acılığı, limonun ekşisi, şekerin tadı,
sütün kremamsı halinin karışımı bir lezzet.


eğer o acılığı istemezseniz limonun beyaz kısmını kesip alın,
kabuğundan az bir miktar rendeleyip onu katın,
değişik bir tatlı oldu.

Pazartesi, Ocak 26, 2015

kavanozlasak da mı? saklasak....



bu hafta benim sayfa manav dükkanı gibi.
pazar beni benden aldı. lahana, pırasa ne varsa,
dün sayfama taşıdım. bu günde şu narenciye hasadından,
topladığım limonlar ile bir hoş oldum. 


sepetten aldım kavanoza doldurdum.
elledim, kokladım.
neyse akıbetleri belli oldu. neler yaptığımı, 
gelecek postlarda göreceksiniz.


elbette kavanozlayıp saklamadım. güzel kağıtlara sarıp,
 küçük buzdolabına kaldırdım.


böylece,  kavanoz da, evin baş köşesinde dursa iyi olacaktı .


saklamadıkları mı da, bir  güzel tatlı ve reçel olarak,
değerlendirdim.


oysa böyle seyretmesi ne güzel.
manav blogundan sevgiler.

Pazar, Ocak 25, 2015

dolaba girmeden...


bu hafta pazardan aldığım sebzeleri,
seyretmeye doyamadım.


renkler, kıvrımlar, renk geçişleri,
muhteşem.


nedense yaz sebzeleri daha çok sevilir,
işin açıkçası karnabahar, lahana o kadar da özlenmez.
ben ki, tam bir sebze sever olmama rağmen.


velhasıl, sebzelere bakmaya doyamadım.
hemen fotoğraf makinesini kaptım, önce bir poz verin, sonra lezzet dedim.


siz en çok hangi kış sebzesini seversiniz acaba ?


çok güzeller, çok....
yeni hafta sağlıkla geçsin.
ve bi dolu, iyi olan şey ile....

Cumartesi, Ocak 24, 2015

mutlu hafta sonu....


arşivden iki kare,
keyifli, huzurlu, dinlendirici,
bir hafta sonu olsun.


Perşembe, Ocak 22, 2015

benim evlat ne yer...

Ara sıra Kolombiya'dan paylaşımlar yapacağım demiştim ya,
hem paylaşım, hem de annelik halleri işte...

taaa oralarda,
oğlum ne yer, ne içersin,
bana biraz göster dedim. işte gelen fotoğraflar.
isimlerini de yazmış, lakin  o da,  yeni tanıyor bir çoğunu.


Oğlum iyi yemek pişirir. Mutfak da olmayı sever,
yani evinde, bizim yemekleri pişiriyor, yoğurt bile mayalıyor.


sebze, meyve bolmuş, oğulcuğum, tropik meyvelere alışmış. 
et çok ucuzmuş.


şimdilik fotoğrafları var, ama gelecek günlerde,
tariflerini de öğrenir ve yapar oğlum. böylece bizde öğreniriz.
:)


dondurmayı çok seviyorlarmış, özellikle meyvelerle yeniliyormuş.
aşağıdaki kareler pazardan,
üstteki şeker kamışından yapılan bir tatlı olan ''panela'' çeşitleri,
alttaki yeşil domatesleri tanıdım da, diğerini bilemedim.

annelik işte...

Salı, Ocak 20, 2015

narenciye hasadı...


varsın soğuk hava gelsin,
varsın kara bulutlar dolansın.
şu iki güzel gün, bana bu renkleri getirdi.
sıcak havayı görünce, şöyle bağ bahçe dolaşıverdik.


dalından sepete düşüverdiler.
dalında ayrı güzel, sepette ayrı, yan yana ayrı güzeller.


turunçgillerden kimse kalmadı,
greyfurt, portakal, limon, turunç...


sepete, kucağıma, cebime, elime, koluma doldurdum.


bunlardan neler, neler yapılmaz ki, reçeller, tatlılar ...


narenciye hasadı yapılmıştır.


kokusu evi sardı, 


bakmaya doyamadım, ama yemeye kıydım....

Pazar, Ocak 18, 2015

olive farm


bu fotoğrafları paylaşmakta neredeyse bir ay geciktim.
yılbaşı öncesi, Datça' daki en sevdiğim dükkana gidip,
biraz alışveriş yapmıştım.


Olive Farm da
satılan her şey doğal,


mekan çok güzel,
 laf aramızda bir şey almasam bile bakmaya gitmişliğim, 
çok olur.


reçeller, zeytin ve zeytinyağı çeşitleri,
çok farklı sirkeler vardır. İncir sirkesi en beğendiğimdir.


zeytin ağacından yapılan ahşap ürünleri çok seviyorum.


toprak ve seramik özel tasarım,
kapkacaklar, sade ve şık.


zeytin ağacının muhteşem dokusu,
büyüler beni.


baksanıza hiç bir çizgi, bir diğerinin aynısı değil.


olive farm yolunda ilk papatyayı görmüştüm.
aralık ayının son günlerinde karşıma çıkmıştı şaşkın.


içi dışı güzelliklerle dolu bir dükkan.


NOT: fotoğrafları telefon ile çekmiştim, bu nedenle iyi değiller.